Göztepe deplasmanda oynanan bir karşılaşmadan daha eli boş döndü. İç saha grafiği 5 galibiyet 1 mağlubiyet olan takımımızın dış sahada tam tersi olan tablosu maalesef iç açıcı değil.
BB Erzurumspor’a karşı alınan 2-1’lik mağlubiyet ve kaybedilen 3 puandan çok takımın iç saha ve deplasman oyunundaki inanılmaz büyük farklılık kafalarda soru işaretleri uyandırıyor. İzmir’de oynanan her karşılaşmada taraftarla bütünleşerek coşkulu bir oyun ortaya koyan, rakibi boğan ve golü arayan takımın dışarıda bu görüntüyü tamamen kaybetmesi gerçekten şaşırtıcı.
Takımda bugün ilk göze çarpan büyük bir konsantrasyon eksiliğiydi. Yenilen iki gol bu durumun en bariz kanıtı. İlk golden önceki duran top sonrası şut anına kadar top süren İbrahim’in önüne kimsenin çıkmaması ve vuruşun bu kadar rahat yaptırılması başka türlü açıklanamaz. Diğer yandan ikinci golde Gassama’nın Taylan’ı arka direkte unutmasının da aynı sebebe dayandığı açık.
Klişe tabirle “basit” iki gole izin verdikten sonra Erzurumspor’a karşı pozisyon bulmak ve maçı çevirmek ise çok zor. Özellikle Mehmet Özdilek sonrası rakibin takım savunmasında ciddi yol kat ettiği düşünüldüğünde.
Sonuç olarak karşımıza yine beraberlik alınmadan geçen 12 haftalık bir bilanço ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz hafta dile getirdiğim gibi en azından bu tarz maçlarda sahadan 1 puanla ayrılabilmeyi bir an önce başarmalıyız. Ancak ilk hedef bu deplasman fobisine bir çözüm bulmak olmalı. Milli takım arasında Bayram hocanın bir yandan zorlu Başakşehir karşılaşmasına hazırlanırken diğer yandan da bu deplasman grafiğini değiştirecek çalışmaları da yapacağına inanıyorum.
Yasin durunca Göztepe duruyor
Futbolda her takımın kötü günleri, kafasının sahada tam olarak olmadığı günler olabilir. Bugün takımın görüntüsü o yöndeydi diyebiliriz. Başta son saniyelerde golü bulsa da Yasin’in gününde olmadığı açıktı. Takımın hücum lideri olduğunu sık sık ifade ettiğimiz Yasin’in durağan performansından çok takımın ona bağlılığı düşündürücü.
Attığı gol ile birlikte 7 gol 2 asiste ulaşan Öztekin, Göztepe’nin bu sezon ligde bulduğu 15 golün 9’una doğrudan etki etti. Bir takımın hücumda bir oyuncuya bu denli bağlılık göstermesi üzerinde çalışılması gereken bir noktayı açıkça işaret ediyor. Yasin’in durduğu maçlarda puan ya da puanları İzmir’e getirecek isimleri devreye sokabilmenin yolunu Bayram Bektaş acilen bulmalı.
Değişiklikler daha cesur olabilir miydi?
Bayram Bektaş’ın yaptığı hamlelerin çok başarılı olduğu maçlar izledik ancak hocanın bu akşam teknik direktör performansı olarak kötü gününde olduğunu söylemeliyiz. Skor 2-0’a geldikten sonra belirli riskler almak yerine aynı şablona daha diri oyuncuları sokmaktan daha fazlası yapılabilirdi diye düşünüyorum. Zira 2-0’dan sonra kaybedilecek pek bir şey yoktu.
Tabii burada Jerome’un sakatlığının olup olmadığını da bilmiyoruz. Ancak eğer Jerome sağlıklıysa Chikalleshi ile birlikte rakip ceza sahasında boyu uzatmak ciddi bir alternatif olabilirdi. Maçta Ngando’nun kadroda olmaması da önemli bir şanssızlıktı. Rakibin üçüncü bölgesinde topla oynayabilme yeteneğine sahip isim bu sezon beklediği şansı Erzurumspor karşısında 2-0’dan sonra bulabilirdi.
Kadu ilk 11’e döndü
Geçirdiği ciddi sakatlık ve tedavi sürecinin ardından takıma dönen Kadu uzun bir aradan sonra ligde ilk 11 şansı buldu. Maçın belirli anlarında uzun süredir lig temposunda maç oynamamasının etkilerini gösterse de tecrübeli isim iyi bir oyun sergiledi. Yenilen iki golde de savunma merkezinin hatasının olmadığını ve iyi bir görüntü çizdiklerini söyleyebiliriz. Titi – Kadu ikilisi sezonun devamında sakatlık ve cezalar dışında değişmez ikili olacak gibi gözüküyor.